Love Is Like The Wind, You Can't See It , But You Can Feel It:
   
  ferit
  Haberler
 

Cep telefonunda kare 154 vurgunu
vatan gazatesi tarih 04.09.2007, 09:16 (UTC)
 Cep telefonunda kare 154 vurgunu



Dolandırıcılar, aradıkları kişilere "hakkınızda küfürlü mesajdan dolayı şikayet var" deyip # 154'ün tuşlanmasını istiyor ve bu şekilde milyonlarca liralık vurgun elde ediyorlar.
04 Eylül 2007 11:51
Yazı boyutunu büyütmek için


Aradıkları kişilere "hakkınızda küfürlü mesajdan dolayı şikayet var" deyip # 154'ün tuşlanmasını isteyen dolandırıcılar, bu sayede uluslararası görüşmeye açılan telefondan 2-3 bin YTL'lik görüşme yapıyor.

Edinilen bilgilere göre, kendisini emniyet görevlisi olarak tanıtan ve cep telefonu sahibine ismi ile hitap eden dolandırıcılar, "hakkınızda küfürlü mesajdan dolayı şikayet var" deyip # 154'ün tuşlanmasını istiyor. Bu tuşlama ile uluslararası görüşmeye açılan telefondan birçok ülke aranınca telefon sahibine 2-3 bin YTL'lik fatura geliyor. Aranan numara kendilerinde kayıtlı olmasına rağmen bir netice alamayan mağdur vatandaşlar, hat sahibi hakkında suç duyurusunda bulunmak için savcılığın yolunu tutuyor.

(Vatan)


 

Işıkara: Hastaneler depreme hazır değil
www.haber7.com tarih 04.09.2007, 08:38 (UTC)
 Işıkara: Hastaneler depreme hazır değil



Prof. Dr. A. Mete Işıkara, İstanbul'da olası bir depreme, hastanelerin hazır olmadığını, afet sonrasında bunun ciddi sağlık sorunlarının yaşanmasına neden olabileceğini öne sürdü.
04 Eylül 2007 10:42
Yazı boyutunu büyütmek için


Türk Kızılayı Genel Başkan Danışmanı Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara, İstanbul'da olası bir depreme, hastanelerin hazır olmadığını, afet sonrasında bunun ciddi sağlık sorunlarının yaşanmasına neden olabileceğini öne sürdü.

Işıkara, yaptığı açıklamada, Türkiye'nin deprem ülkesi olduğunu belirterek, depremden korkmak yerine depremin er ya da geç yaşanacağı gerçeğiyle yüzleşilmesi ve gerekli tedbirlerin bir an önce alınması gerektiğini söyledi. Bilim adamları tarafından, İstanbul'da büyük şiddetli bir depremin olacağının tespit edildiğini anımsatan Işıkara, zamanı kesin olarak vermenin mümkün olmadığını, ancak 2010 yılından sonra görülebilme olasılığının yüksek olduğunu kaydetti. Işıkara, bir ülkenin afetleri en az zararla atlatabilmesi için, afet öncesi, afet sırası ve sonrası programlarının uygulamaya hazır olması gerektiğini ifade ederek, özellikle hastanelerin depremden zarar görmeyecek şekilde yapılması ya da güçlendirilmesi gerektiğini bildirdi.

''GÜÇLENDİRİLMESİ GEREKEN ÇOK HASTANE VAR''

İstanbul'daki hastanelerin çoğunun beklenen olası depreme hazır olmadığını iddia eden Işıkara, ''Şu anda depreme dayanıklı çok az sayıda hastane yapıldı'' dedi. Işıkara, afetlerde can kaybının az olmasının, tıbbi müdahalenin hızlı yapılabilmesine bağlı olduğunu, vakit kaybetmeden mevcut hastanelerin depreme dayanıklı hale getirilmesi gerektiğine dikkati çekti. İstanbul'da güçlendirilmesi gereken çok sayıda hastane binası olduğunu ifade eden Işıkara, şunları kaydetti: ''Sağlık Bakanı Recep Akdağ, geçen yıl Kızılay Kan Merkezi'nin açılışında yaptığı konuşmada, bundan sonra yapılacak hastanelerin hepsinin temel izolasyonlu, deprem hareketine dayanıklı olacağını açıklamıştı. Nereden başlarsak kar. Bu yıl 2 hastane, yarın 2 hastane daha güçlendirelim, bu geçen zaman içinde deprem olmaması durumunda 5-6 yıl sonra İstanbul'da bütün hastaneler depreme hazır hale getirilmiş olabilir. Henüz depreme hazır çok az hastane yapıldı ama güçlendirilmesi gereken çok sayıda hastane var. Hastane derken kampüs olarak bakılmalı, yani 38-40 kampüs ve bunların içindeki 250-300 hastane binası.''

Kocaeli Tıp Fakültesi Hastanesinin Marmara depreminde yıkıldığını hatırlatan Işıkara, ''Siz arama kurtarma çalışmalarında çok başarılı olabilirsiniz ama yaralılara tıbbi müdahale edemezseniz can kayıpları olur. Hemen 1 saat içinde müdahale edilmesi gereken hastalar, müdahale edilemediği için yaşamını yitirebilirler'' uyarısında bulundu.

''DEVLET, SAĞLIK BAKANLIĞI'NA EL VERMELİ''

Hastane binalarının yıkılmamış olmasının, hastanenin kullanılabilir durumda olacağı anlamına gelmediğini vurgulayan Işıkara, ''Doktor ve hemşire olmasına rağmen, hastanedeki tıbbi cihazların ve ameliyathanelerin kullanılamaz ve ilaçların kırık olması, hizmet verilememesine neden olur ve diğer basamaklarda yapılan her çaba etkisizleşir'' diye konuştu.

California'da 1984 yılında meydana gelen depremde bir çok hastane binasının sağlam kalmasına karşın, bina içindeki tıbbi cihazların ve malzemelerin kullanılamaz hale gelmesi nedeniyle tedavi ve yardım hizmetinin verilemediğini anımsatan Işıkara, ''California eyaleti, hastane binaları içerisindeki tüm tıbbi cihazların ve malzemelerin depremden zarar görmeyecek şekilde sabitlenmesi için kural koydu'' dedi. Işıkara, aynı kuralın Türkiye'de de uygulanması gerektiğine işaret ederek, Üsküdar Devlet Hastanesinde tüm tıbbi cihazların sabitlenme yöntemiyle güvence altına alındığını söyledi.

Üsküdar Devlet Hastanesi'nin, İstanbul'daki tüm hastaneler tarafından örnek alınması gerektiğini dile getiren Işıkara, ''Kimi özel hastaneler de böyle. Sağlık Bakanlığının bu konuya vakit kaybetmeden el atması lazım, ama kaynak yok. Bu konu, Bakanlar Kurulu'na getirilmeli ve diğer bakanlıklar da özveride bulunmalı. Güçlendirilmesi mümkün olmayan hastaneler yıkılarak yenisi yapılmalı, devlet konuya el koymalı ve Sağlık Bakanlığına el vermeli'' dedi.

''BAĞLANTI KÖPRÜLERİNİN AYAKLARI GÜÇLENDİRİLDİ''

Prof. Dr. Işıkara, başta Milli Eğitim Bakanlığının ve Bayındırlık ve İskan Bakanlığına bağlı olan Karayolları Genel Müdürlüğünün gerekli hazırlıkları yaptığını ifade etti. Işıkara, ''İstanbul'da viyadüklerin, bağlantı köprülerinin ayakları güçlendirildi. Bu önemli ölçüde tamamlanmış ve hala devam ediyor. Okulların da yaklaşık yüzde 75'i Marmara depremine hazır durumda. 1999 yılından sonra yapılan okulların çoğu depreme dayanıklı yapıldı, bazıları güçlendirildi, geriye kalanlar için de kaynak gerekiyor'' dedi.

''YETKİ, GEÇİCİ SÜREYLE TSK'YA VERİLMELİ''

''İyi afet yönetimi, zararları azaltmakta çok önemlidir'' diye konuşan Işıkara, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) ve Türk Kızılayı'nın, afet dönemlerinde müdahale ve iyileştirma çabalarının çok etkili olduğunu kaydetti. Işıkara, afet döneminde, karayollarının en kısa zamanda kullanılır duruma getirilebilmesi, borsanın 3 gün içerisinde açılabilmesi, ilk yardımın ulaşabilmesi ve diğer illerden göçün engellenebilmesi için bölgede ''sıkı yönetim ilan edilmesi'' gerektiğini kaydetti. TSK'ya, İstanbul'da olası bir deprem durumunda tam yetki verilmesi gerektiğini savunan Işıkara, ''Afet yönetimi, geçici süreyle TSK'nın kontrolünde olmalı, Vali ve Büyükşehir Belediye Başkanı ile birlikte yönetilmeli. Sonrasında da yetkileri artırılmış bir valilik tarafından iyileştirme çabaları sonuçlandırılmalı'' diye konuştu.

İSTANBUL HASTANELERİNDEKİ GÜÇLENDİRME ÇALIŞMALARI

İstanbul Sağlık Müdürlüğü yetkilileri konuyu ilişkin AA muhabirine yaptıkları açıklamada, İstanbul Sismik Riskin Azaltılması ve Acil Durum Hazırlık Projesi (İSMEP) kapsamında, Sağlık Bakanlığına bağlı hastanelerin depreme karşı güçlendirmesi için çalışmalar yapıldığını kaydettiler. Yetkililer, İstanbul İl Özel İdaresi Proje Koordinasyon Birimi, Dünya Bankası kredisi ile depreme güçlendirme analiz ve çalışmalarını yürüttüğünü bildirdiler.

Yetkililerin verdiği bilgiye göre, proje kapsamında, Metin Sabancı Baltalimanı Kemik Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Süleymaniye Doğum ve Kadın Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi-Semiha Şakir binası ve İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesinin 4. ve 5. blokları ile Paşabahçe Devlet Hastanesi bloklarından bazılarının güçlendirilmesi tamamlandı. Beykoz Devlet Hastanesi ile Prof. Dr. Mazhar Osman Bakırköy Ruh Sağlığı ve Hastalıkları-EAH AMATEM ve Nevroz Klinikleri'nin binalarındaki çalışmalar devam ediyor. İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nin 1. ve 2. bloklarının da İl Özel İdaresi yatırımlarına alındığı ve güçlendirmesinin yıl içinde yapılacağı kaydedildi.

Ayrıca, Haydarpaşa Numune, Haseki ve Bakırköy Kadın Doğum ve Çocuk eğitim ve araştırma hastaneleri ile Lütfiye Nuri Burat, Pendik, Bayrampaşa, Çatalca, Sultanbeyli, Validebağ, Üsküdar ve Paşabahçe devlet hastanelerinin ''deprem güçlendirme inceleme proje ihalesi'' tamamlandı. Bu hastanelerin binalarının güçlendirilmesi çalışmaları yıl sonuna kadar tamamlanacak.



Deprem önlemleri kapsamında bazı hastane bahçelerine seyyar hastane kuruluyor.

3 HASTANEYE YENİ BİNA YAPILACAK

Proje kapsamında, Dr. Lütfi Kırdar Kartal, Göztepe ve Okmeydanı Eğitim ve Araştırma hastaneleri için deprem yönetmeliğine uygun yeni binalar yapılacak. Yeni binaların tamamlanmasının ardından eskileri yıkılacak. Koşuyolu Kalp Damar Cerrahisi-EAH eski binalarının yıkımına karar verildiği, buraya deprem yönetmeliğine göre yapılacak Çocuk Hastanesi için de proje ihalesinin sonuçlanarak çizimlere geçildiği belirtildi. Öte yandan, Şişli Etfal, Taksim, Zeynep Kamil Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları eğitim ve araştırma hastaneleri ile Kartal Yazuz Selim Devlet hastanesinin ''deprem güçlendirme inceleme proje ihalesi''nin hazırlandığı bildirildi. İstanbul'daki hastanelerden inşaatı tamamlanıp hasta kabul etmeye başlayan Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesi ile Esenler Başakşehir Devlet Hastanesi'nin deprem yönetmeliğine uygun yapıldığı kaydedildi.


 

'Hükümet bizim Tunceli'yi de kucaklasın'
ferit/haber7.com tarih 03.09.2007, 16:35 (UTC)
 TBMM Genel Kurulunda 60. Hükümetin Programı üzerinde şahıslar adına ilk sözü Tunceli Bağımsız Milletvekili Kamer Genç aldı. Genç, iktidar partisinin ''herkesi kucaklayacağız'' dediğini belirterek, ''Biraz da Tunceli'yi kucaklayın. Üniversite olmayan illerden biri de Tunceli'' diye konuştu. Tunceli'deki bölge okullarında eğitim gören 7-12 yaş grubundaki öğrencilerin ortalama 20 gün ailesinden uzak kaldığını bildiren Genç, bu öğrencilerin taşımalı sistemle sabah evlerinden alınıp, akşam tekrar ailelerine teslim edilmesi gerektiğini savundu.

''ÖZELLEŞTİRMELER, DEVLETİN ZARARINA YAPILIYOR''

Bazı büyük yerleşim yerlerinde doktor, ebe ve hemşire bulunmadığını belirten Kamer Genç, ''Eğer Tunceli'yi kucaklamak istiyorsanız eksikliklerini giderin. Doktor kıtlığını giderin. Pülümür-Muti yolunu bitirin, Pertek Köprüsünü yapın'' dedi. 60. Hükümetin programının işçi ve emeklinin sorunlarına çözüm üretmediğini ileri süren Bağımsız Tunceli Milletvekili Genç, şunları kaydetti: ''Yolsuzluğu, hortumu kestiniz de kime bağladınız? AKP, iktidara gelir gelmez vergi affı çıkardı. Hükümetin içindeki bazı bakanların çocukları ticaretle uğraşıyor. Bırakın, ticareti başkası yapsın. Dünyanın hiçbir yerinde Başbakan veya bakanların çocukları ticaretle uğraşmaz. Çocuklarının düğünlerine on binlerce davetiye bastırıp devlete iş yapan müteahhitleri düğüne çağırmaz. İhalelerin, hangi usullerle yapıldığını belirtiyor musunuz? Özelleştirmeler, devletin zararına yapılıyor, yandaşlara veriliyor.'' Cumhurbaşkanı Abdullah Gül için Türkiye'de ve başka ülkelerde ''2. Cumhuriyetin 1. Cumhurbaşkanı'' yorumu yapıldığını öne süren Genç, bu iddianın doğru olup olmadığının açıklanmasını istedi. TBMM Başkanı Köksal Toptan ise Genç'i ''Cumhurbaşkanı hakkındaki konuşmalarını daha dikkatli yapması'' konusunda uyardı.

''BÜYÜME BELİRSİZLİĞİ...''

Daha sonra şahsı adına söz alan DSP İzmir Milletvekili Harun Öztürk, Hükümet programının eğitim, sağlık ve istihdama yönelik sorunların çözümüne yönelik olmadığını savundu. 2002'den beri ekonominin sürekli büyümesinin sevindirici olduğunu ancak bu büyümenin ithalata dayalı olduğunu kaydeden Öztürk, ''Bu modelin ortaya çıkardığı cari açık, sürdürülebilir değildir. Bu model, ekonomimizi giderek dışa bağımlı hale getirmekte, esnafın çökmesine neden olmaktadır. Ekonomimiz, büyüme belirsizliğinden mutlaka kurtarılmalıdır'' diye konuştu. İşsizliğin azaldığına ilişkin iddiaların gerçeği yansıtmadığını savunan Harun Öztürk, ''Son üç yılda 2 milyon 700 bin kişi işgücüne; yani işsizlere katıldı. İşgücüne katılma oranında oynanarak işsizlik oranı düşük gösterilebilir. Ancak işsizlik sorunu görmezden gelinemez'' dedi. Programda, yükselmede liyakate önem verilmesi ve kadrolaşma yapılmayacağına ilişkin herhangi bir taahhütte bulunulmadığını ileri süren DSP'li Öztürk, ücret adaletsizliğinin giderilmesi, memurlara grevli toplu sözleşme hakkı verilmesi gibi konuların da programda yer almadığını söyledi.

 

bush irak taydı
www.haber7.com tarih 03.09.2007, 16:33 (UTC)
 ABD Başkanı George Bush, savaş politikasının geleceğini etkileyebileceği belirtilen Irak'taki üst düzey yetkililerinin bir hafta sonra Kongre'ye vereceği rapor öncesinde, Irak'a sürpriz ziyarette bulundu. Beyaz Saray tarafından yapılan açıklamada, uçağı, gizli tutulan 11 saatlik uçuştan sonra başkent Bağdat'ın batısında Anbar vilayetindeki el Esad hava üssüne inen Bush'a, Ulusal Güvenlik Danışmanı Steven Hadley ve Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice'ın eşlik ettiğini bildirdi. Savunma Bakanlığı (Pentagon) tarafından yapılan açıklama da Bakan Robert Gates'in Bush'a eşlik etmek üzere Irak'ın batısına gittiği kaydedildi.

Pentagon sözcüsü, Bush, Rice ve Gates'in Irak'taki üst düzey askeri yetkililer, Şii Başbakan Nuri El Maliki ve Ahbar'daki aşiret liderleriyle görüşeceğini belirtti. Asya Pasifik Ekonomik İşbirliği örgütünün zirvesi için Avustralya'yı ziyaretinden önce Irak'a geldiği belirtilen Bush'un programında, ABD'den Avustralya'ya gitmek için bugün hareket edeceğinin yer aldığı, ancak Air Force One uçağının Andrews Hava Kuvvetleri üssünden dün gece havalandığı bildirildi. Bush'un ekibiyle Irak ziyaretinin, Irak'taki ABD güçlerinin komutanı General David Petraeus ve Bağdat Büyükelçisi Ryan Croker'ın 10 Eylül'de Kongre'ye rapor vermesinden önce yapılmasına dikkat çekiliyor.

Kongreye bilgi verecek yetkililer, Bush'un Irak'a 30 bin asker daha gönderme kararını içeren yeni stratejisinin etkileri üzerinde değerlendirmelerde bulunacak. Beyaz Saray da Irak'la ilgili kendi raporunu Kongreye 15 Eylül'de sunacak.

Bush, 3 bin 700 Amerikan askerinin ve on binlerce Iraklının öldüğü Irak savaşının 4'üncü yılında askerlerin artık bu ülkeden çekilmeye başlanmasını isteyen muhalefetteki Demokratlar ve bazı Cumhuriyetçilerin baskılarıyla karşı karşıya bulunuyor. Bu arada, Anbar'daki el Esad hava üssünde toplanma kararının sembolik olduğu, çünkü bir ay önce Amerikan askerleri için en tehlikeli bölge olarak nitelenen Anbar'a böyle bir ziyaretin düşünülemez olduğuna dikkat çekiliyor. Bunun da Bush'un yeni stratejisinin başarısı olarak gösterileceği tahmin ediliyor. Öte yandan, Bush'tan önce Irak'a varan Savunma Bakanı Gates'in, Irak Başbakanı Nuri El Maliki, Devlet Başkanı Celal Talabani ve Bağdat'taki diğer yetkililerle yapılacak görüşme öncesinde Petraeus ve Crocker ile müzakerelerde bulunduğu bildiriliyor.


 

<-Geri

 1 

Devam->

 
  4519 ziyaretçi (8109 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol